Abdulhamit ALBEZ


OYUNCAKÇI YİNE ÇUVALLADI!

KARA KUTU


Yerinde duramıyor belli ki…

Yine kendini överken…

Sirkatini açık etmiş!

 

Para pul lafı etmiş…

Belli ki…

Paçavraya dönmesi…

Yetmiyor bu adama…

Para için…

Yapmadığı iş kalmayan bu şahıs…

Gazeteciyim diye…

Ortada fink atıyor!

Yahu…

Dedik ki…

Nihayetinde…

Bir gazete sahibi…

İtiraz etmesin hemen bir gazete dedik diye…

İki gazetesi var biliyoruz!

Bilmen ne haberi var…

Radyosu var!

Burada ayrı bir yazı konusu da var!

Ama neyse…

Ben devam edeyim!

Dedik ki…

Kol kırılır yen içinde kalır!

 

Ama bu adam da…

Ne meslek ahlakı…

Ne mesleki kaygı…

Ne de meslek saygısı…

Hiçbir şey yok!

Benden sonra tufan…

Diyen bir tip işte!

 

Uzatmayayım…

Birkaç kişi beni aradı…

Dediler ki…

Şaban Kardeş…

Yine Milli Eğitim Müdürü…

Hüseyin Gümüş’e…

İftira atıyor!

Tabii…

Bir de dediler ki…

Sana da parayla haber yapıyor demiş!

Bilirsiniz işte…

İnsanı güdülemek için…

Bana denildiğini söylediler!

Neyse…

Ben de…

Açtım baktım…

Çerkezköy Haber Gazetesi’nin…

Sahibi…

Bizim Şaban Kardeş!

Nam-ı diğer…

Oyuncakçı…

İzledim…

Bir haber yapmış!

Kendini rezil etmiş bırakmış!

 

Okul müdürleri gazetesine gitmiş!

Onu da çekmiş…

Görüntülerini de verdi…

O görüntülere baktım!

Utandım, yerin dibine…

Onun yerine…

Ben girdim!

 

15-20 okul müdürü var sanırım!

Onlara karşı diyor ki…

Ben başlığımı çaktım!

Bu nasıl bir pespayeliktir…

Hiç gazeteciye yakışıyor mu?

Üslup!

Çaktım maktım…

Adamlar diyor ki…

OKUL MÜDÜRLERİ İSYANDA…

Yazmışsın!

Bak işte buradayız…

Biz isyan etmemişiz…

Çoğul kullanmışsın…

Kim isyan ettiyse…

Onu yazsaydın!

 

O yine diyor ki…

Ben başlığımı çaktım!

Utanma yok ki adamda…

Gazeteciliğin içine ede ede…

Uslanmadı…

Kendini de berbat ediyor!

Konuşayım derken…

Cehaletini de gözler önüne seriyor!

 

Neresinden anlatayım ki…

Neresini tutsam elde kalacak!

Yahu…

Bir kişi, iki kişi, üç kişi…

Okul Müdürleri midir?

Çerkezköy’de diyelim…

50 okul var!

Senin elinde de…

26 okul müdürünün itirazı var!

İsyandalar ya…

Ha işte o zaman…

Çoğul kullanırsın…

Hiç olmazsa…

Yarıdan fazlası olsun be kardeşim!

Bir tane müdürü bulmuşsun…

Hüseyin Gümüş’ü rezil edeceğim diye…

Kendini rezil ediyorsun…

 

Bir okul müdürünün derdi olmuşsa…

Oturur onu anlatırsın!

İftira atmazsın!

Bu iftiraya girer…

Haber haber değil de…

Dedim ya neresini anlatayım!

Yazmaya değmez!

Oturmuş iftira üstüne iftira…

Okul müdürleri yanındayken…

Mesela…

Bir gazeteci olarak…

Sorması lazım idi…

Sormamış!

Soracaktın bay oyuncakçı…

Sizi Hüseyin Gümüş mü organize etti!

Buraya o mu zorla gönderdi!

Onlarda cevabını verirdi…

İzlerken…

Hemen hemen hiçbirinin…

Zorla geldiğine ilişkin…

Tek bir emare yok!

Ama o ne yapıyor!

O görüntülerin ardından…

Niyet okuyor…

Yorum yapıyor!

Diyor ki…

Hüseyin Gümüş organize etmiş…

Göndermiş!

Biz biliyoruz mesajları!

 

Yahu…

Haber çıktı diyelim…

Yazdın!

Hüseyin Gümüş te…

Okul müdürlerine…

Mesaj atamaz mı?

Arkadaşlar sizler isyanda mısınız?

Diye…

Bu mesaj üzerine gelemezler mi?

Niyet okuyorsun ya…

 

Hadi bütün bunları geçtim!

Bir kenara koyun!

 

 

Bir de cehaletini koyuyor ortaya…

Hüseyin Gümüş…

Sözde…

Kamu zararını gidermiş de…

Ha durun…

Önce okul müdürleri diyor…

Sonra Hüseyin Gümüş mü?

Okul müdürleri mi?

Kamu zararını gidermişler!

Ödemişler filan diyor…

 

Yahu…

Baklava çalan çocukları da mı bilmezsin?

Be oyuncakçı!

Bu kadar mı cahilsin yani?

Kamu zararını gidermek nasıl oluyor?

Hele bir anlat Allah aşkına?

 

Mahkemeye intikal etmiş…

Müfettiş rapor tutmuş!

Mahkeme de…

Kamu zararı yoktur demiş!

Kamu zararı varsa…

Mahkeme zarar var diye karar verir!

Sen zararı ödersen…

Mahkeme yine zarar var der…

Zarar karşılanır!

Cezası yine vardır!

Cezadan yırtmak yok!

Azıcık öğren bunları!

Yüzlerce binlerce belki insan karşısına çıkıyorsun!

Milleti yalan yanlış bilgilendirme!

Bıktım artık senin yalanlarını düzeltmekten!

Bir hukukçuya sor be kardeşim bari!

Bilmiyorsun hadi…

Sormuyorsun da…

 

Zararı giderdim diyerek…

Bu hayatta…

Mahkemeye intikal etmiş bir olaydan…

Kim ceza almadan kurtulabilir?

Ohh ne ala…

Zararı karşıladım oldu bitti!

Ellerini yıka, çık!

 

Oyuncakçı olunca insan…

Böyle şeyleri bilmiyor işte!

 

Gelelim başka bir herzesine…

Kol kırılır yen kalır dedim ya…

Bir insan gazeteci bir meslek taşına…

Kim olursa olsun!

Para almış, köşe yazmış der mi?

Dedim ya…

Bu adam, benden sonra tufan’cı…

Biz de…

Kol kırılır yen içinde kalır’cı…

 

Elbette telefonda denildiği gibi değil!

Benim adımı vermemiş…

Yemez…

O cümleyi zaten adımla kullansaydı!

Tazminatı öderdi!

 

Sadece diyor ki…

Parayla köşe yazanlara benzemem!

Bak işte burada…

Yine sirkatini açık ettin!

 

 

Kendini gazeteci sayıyorsun…

Yahu…

Gazeteci dediğin…

Kalemiyle para kazanır!

Ben kalemimle para kazanıyorum!

 

Sen de…

Kalem hariç…

Her şey var!

Yalan mı?

Madem…

Kaşındın…

İyi o zaman…

Bekle!

 

Bu arada…

Gazetecilik bilmediğin için ben yazayım!

Aklın belediyeye gitmesin…

Bir kez daha altını çizeyim!

Kamu zararı…

Ödendiği için kalkmaz!

Tamam mı?

Suç sabitse…

5 katını ödesen…

Yemezler!

Anladın!

Sen bilmezsin bunları…

Duyduklarınla…

Gazetecilik yaptığın için…

Öğrenmeden…

Gazeteci…

Olursa…

Ancak…

Şaban Kardeş olur işte!

 

Oyuncakçıyı merak ediyorsunuz…

Değil mi sevgili dostlar!

Bu arkadaş…

Belediyeye oyuncak satmıştı!

Garkamel ile şirinler…

Hatırlayanlar vardır aranızda…

Çerkezköy’ün…

Kavşaklarına…

Bu arkadaş koymuştu!

Belediyeye bir şey satsın da…

Ne olursa olsun…

Onu satar!

Gazetecilikle…

Gargamelin ne alakası var?

Sevgili dostlar!

 

Bu adam…

Diyor ya…

Ben parayla köşe yazanlara benzemem!

Kim parayla yazıyor şimdi dinleyin!

Dedim ya…

Her işi yapıyor!

Bu arkadaş kamu kurumları…

İş vermedi mi?

Başlar onlar aleyhine…

Yazıp çizmeye!

Anladığım kadarıyla…

Hüseyin Gümüş de…

Kitapları…

Bundan alsaydı!

Bir şey demezdi!

Belli ki…

Başkasından almış!

 

Yahu…

Sen değil misin Şaban Kardeş!

Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’ne…

Reklam panoları koydurup…

Sonra…

Parasını ödemediğin için…

Kaldırdıklarında…

Gidip de…

Bir anaokulunda…

Çin işkencesi diye haber yapan!

Çin işkencesi görmemişsin belli ki?

Çocuklara kötü davranan…

Kim varsa…

Yapasın haberini…

Haber gibi!

 

O kadar abartarak verdin ki haberi…

İnfial çıksın da…

Şu ÇOSB dersini alsın ha…

Yaşlı başlı adamları…

Kalp krizi geçirteyim diye…

Az mı uğraştın!

Amandır intikamım böyle olur işte…

Sen bizi salak mı sanıyorsun?

 

Hadi de ki…

Yalan!

Ben ÇOSB’den reklam panosu…

Kiralamadım!

Paralarını da…

Çatır çatır ödedim!

Yok öyle bir şey!

Millete…

Meslektaşlarına…

İftira atarken…

Bay oyuncakçı…

Kapının önünü önce süpüreceksin!

Tamam mı?

Bu daha başlangıç…

Haddini bilmediğin için…

Millete iftira attığın için…

Seni…

Ademe mahkum edeceğim!

İnşallah!

 

Belediyelere bir ay fatura kesme…

Başlıyorsun…

Çerçöp haberi yapmaya…

Yemezler oyuncakçı…

Yemezler…

 

Sevgili dostlar…

Ben ya da bir başka gazeteci…

Elinde delilin yoksa…

Kimseye iftira atmayacaksın!

Gazeteci kalemiyle para kazanır zaten!

Bir kez daha çizeyim altını…

Bu arkadaş…

Gazeteci olmadığı için…

Her işi yapıyor?

Saysam…

Burası almaz!

 

Bir gazeteci…

Para ya da başka menfaatle…

Hakikati tepetaklak ediyorsa…

İşte…

Suç budur!

Hakikati kimin tepetaklak ettiği!

Ortadadır!

Kim karşılıksız…

Hakikati tepetaklak eder?

Buna da…

Cevabı siz verin, sevgili dostlar!