Abdulhamit ALBEZ


OYUNCAKÇI’NIN HATIRLATTIĞI HÜSEYİN GÜMÜŞ MESELESİ

KARA KUTU


Bir müfettiş raporuyla…

Kıyamet kopartıldı!

Koparanlar da…

Toplasan üç beş kişi…

Sendikacılar…

Ve bizim oyuncakçı…

Bir de…

Hüseyin Gümüş’ten imkansızı istemiş…

Alamayınca…

Odasından kovdukları!

Hepsi bunlar işte…

Dedim ya…

Her şey o müfettiş raporuyla başladı!

Ben tabii…

Şüpheyle yaklaştım!

Biliyorum çünkü…

Ne müfettiş raporları gördük!

Çeyrek yüzyıllık…

Meslek yaşamımda!

Her neyse…

Bu rapor mahkemeden döndü!

Bakın neler oldu?

 

Tarih 27 Şubat 2024…

Ben yazdım!

Sendikanın Çerkezköy kumpası çöktü!

Diye…

Tabii atıp tutan herkes…

Sendikacılar!

Çöktü!

Ses yok!

Hepsi göçtü!

Benim yazılar oldukça etkilidir!

En kötüsü dahi…

8-10 bini bulur!

1 gecede 20 bin okunan yazım olmuştur!

Ki…

O yazı da…

Epey gitti!

Neredeyse bir gecede…

12 bin oldu!

Derken…

40-50 bin okunmuştu ki…

3 Mart 2024 tarihinde…

www.mebpersonel.org sitesi de kullandı!

Benim yazıyı…

Haberleştirmiştiler!

O site…

Eğitim Bir-sen’in 10 okul müdürü ve ilçe milli eğitim müdürü kumpası çöktü!

Böyle başlık atmıştı!

O gün bugün yazıma bir tekzip bir açıklama vs. de…

Gelmedi!

Bunu niye yazdım!

Şundan…

Yukarda adını yazdığım siteden haber kaldırılmıştı!

Üç beş gün sonra bakınca…

Haber kaldırttırılmış!

Düşünebiliyor musunuz? 

Habere erişilemiyor…

İşte…

Özgür gazeteciliğin gücü!

Gördünüz mü?

Sendika, perde arkasında…

Hokus pokus yapabiliyor!

Haber sildirtiyor!

Amma ve lakin…

Kaynak biz olmamıza rağmen!

Bir izahat dahi yapamıyor!

Güçleri bize de yetmediği için…

Çünkü yazdığımız noktası virgülüne doğruydu!

Algıyla, iftira ile yalan haberle işimiz yoktu!

Çamur at izi kalsın yapmıyorduk!

Operasyonel haber yapmıyorduk!

Ey Sendika başkanı Ali Yalçın!

Siz adamlarınız aracılığı ile işini yapan insanlara kumpas mı kuruyorsunuz?

Biz sesi sendikadan beklerken…

Yazıma…

Ses…

Bizim oyuncakçıdan geldi!

İyi mi?

Adam belediyeye kargamel bile satmış adam!

Şirinler…

Gazeteci ama şirinler de…

Satabiliyor!

Var bu kabiliyeti!

Her şey satar…

Her iş yapar türü bir şey işte!

Gazeteciliği de…

Per de yapıp, kullanır!

Böyle durumlarda…

Hüseyin Gümüş’lere…

İftira atar…

Binlerce insanın gözünün içine baka baka…

Yalan söyler!

Yalancıdır da aynı zamanda!

Aşağıda okursunuz…

 40 dakika canlı yayın yapmıştı, yazdım!

İşin aslı…

Beni birkaç kişi aradı!

Ertesi gün ben de…

Üşenmedim…

Açtım, dinledim!

Ve izledim…

Mevzuyu en sarih şekilde anlatacağım da…

Önce…

Buraya cuk diye oturacak…

Bir hikaye var!

Onunla başlayalım!

Hz. Davut Allah’tan kendisine bir kız çocuğu vermesini istemiş!

Allah dileğini kabul ederse, kızı kurban edeceğini vaat etmiş!

Allah kız çocuğunu vermiş!

Hz. Davut kızının adını Ayşe koymuş!

Davut, Ayşe’yi Allah’a kurban etmek için yatırmış…

Tam kurban edeceği zaman…

Azrail gökten bir öküz getirmiş…

Ve demiş ki…

Al bunu kurban et!

Hikâyeyi dinleyenlerden biri…

Atılmış hemencecik…

Hikâyede yanlışlık olduğunu söylemiş!

Orada dinleyenlerden…

Diğerleri de…

Kendisinden yanlışı düzeltmesi istemişler!

Adam, demiş ki…

Ben bu hikâyenin neresini düzelteyim? 

Evvela…

Hz. Davut değil, İbrahim!

Çocuk kız değil erkek!

Çocuğun ismi Ayşe değil, İsmail!

Kurbanı getiren Azrail değil, Cebrail!

Kurban öküz değil, koç!

İşte sevgili dostlar!

Bizim oyuncakçı…

Şaban Kardeş’in de…

Hangi birisin düzelteyim ki…

Bugün oldu!

Çıkıp Hüseyin Gümüş’ten…

İftiraları için…

Özür bile dilemedi!

Müdavimlerim bilir!

Geçen hafta bir ufak yazdıydım…

Bekledim ki…

Özür diler…

Yanlışlar düzeltilir!

Ayıptır, o kadar insan izlemiştir!

Yanlış öğrenmesinler…

Diye düzeltir bekledim!

Yok, tık yok adamdan…

 

İnsanların en temel kanuni hakkını..

Yani tekzip ve düzeltme hakkını yok saymışsın!

Kamu zararı oluşmadığına dair…

Yüksek mahkeme kararına rağmen kamu zararı oluştu!

Demişsin…

Kamuyu zarara uğratan müdür haberlerini ısrarla düzeltmeyeceğini söylüyorsun!

Kamuyu zarara uğratmamış kişinin…

Kamuyu zarara uğrattı diye verilmesinin neyi doğru? 

Üstüne bir de…

Diyor ki…

Zarar vardı da gitti ödedi Hüseyin Gümüş!

Bu da ayrı bir yanlış!

Bir mahkeme…

Kamu zararı varsa…

Var!

Yoksa da…

Yok der!

Sen zararı giderirsen…

Böyle bir şey varsa…

Bu yine de ceza gerektirir!

Anayasa “düzeltme ve cevap hakkı” başlıklı 32. Madde…

Düzeltme ve cevap hakkı ancak kişilerin haysiyet ve şereflerine dokunulması ve kendileri ile ilgili gerçeğe aykırı yayınlar hallerinde tanınır ve kanunla düzenlenir.

Aynı şey 5187 sayılı Basın Kanunu’nda da var!

Adam kanun yasa takmıyor!

Sonra mahkeme kararını yorumluyor. 

“Para yatırıldığı için kamu zararı giderildi”

Aynen böyle diyor!

Gülmekten var ya…

İnsan yerlere yıkılıyor!

Bu cehaleti görünce…

Yazık diyorsun!

Mikrofon almış eline…

Dolaşıyor işte…

Dedim ya…

Zarar giderilmiş diye…

Bunu tekrarlıyor…

Belki de okul müdürleri veya Hüseyin bey ödemiştir!

Diye algı yapıyor! 

Bu arada algı yaparken dahi…

Algı yaptığını fena açık ediyor!

Kendisi çok kötü bir algıcı!

Bilsin diye yazdım!

 

Bu süreçte…

Eğitim camiasından çok kişiyle tanıştım!

Sordum soruşturdum!

Hatta biraz soruşturayım derken…

Önceki gün avukat dostum aradı!

Ya Hamit Bey…

Sen filancasını…

Fetö’cü diye yazacakmışsın…

Gibi şeyler edince…

Valla dedim…

Ben ne filancasını tanırım…

Ne de bende öyle bir şey yok!

Birkaç yeri aradım…

Galiba…

Camialarda böyle laflar atılıyor bilirsin!

Söylemler olmuştur!

Amma ve lakin…

Ben belgesiz bir şey yazmam!

Dedim!

Bunu şunun için yazdım!

Geçen hafta sonuna doğru…

Detaylı yazmak için…

Biraz daha soruşturma yaptım!

Bu arada bazılarının da haberi olmuş demek ki…

Her neyse…

Devam edeyim…

 

İstanbul Bölge İdare Mahkemesi itiraz başvurularında…

Hiçbir müdürün ödeme dekontu olmadığını öğrendim! 

Mahkeme kararı bunların dengesini bozmuş!

Yahu Türkçe yazmış okusana… 

“Kamu zarar oluşturmayıp” diye yazıyor. 

İnsan ön yargılı değilse…

Arar muhatabını sorar, öğrenir!

Kararda kamu zararı kalktı demiyor, kamu zararı oluşmadı!

Diyor!

Oluşmayan kamu zararını oluştu…

Ya da ödedi kalktı diye haber yapmak…

Hangi ahlakta var?

Bay oyuncakçı…

 

Gelelim bir başka konuya…

Saime Kafalı ile ilgili yerel mahkeme kararını yorumlayacak değilim!

Netice mahkeme kararı!

Siz itiraza kapalı Bölge İdare Mahkemesi kararını yorumlayın!

Saime Kafalı kararını…

Sendika önceki başkanı Yavuz Kara ve yeni Başkan Kemal Bulut’a sorun!

Onlar bilir!

Öyle öğrendim ben!

Ortada bir dosya var diyorsun ya Oyuncakçı… 

Netice onun için de ortada bir dosya var!

Soruşturma veli dilekçesi ile başlıyor yahu!

Hüseyin Gümüş olayın neresinde birader!

Dosyada sübut bulan konu…

Eğitim camiasında herkesin bildiği…

 “PKK içerikli hakaret / tehdit/ provakasyon hususuna işlem yapmamak.“  

Konu bu oyuncakçı!

Veli dilekçesini işleme aldığı için Hüseyin Gümüş suçlu!

Öyle mi?

Mevzuyu dahi bilmiyorsun arkadaş!

Okul müdürü işlem yapmamış!

Olabilir!

O da belki iyi niyetle yapmamıştır!

Nihayetinde veli ısrarla…

İlçe milli eğitim müdürüne gitmiş!

O da yaz dilekçe…

İşleme koyayım!

Gereği neyse…

Usulen o yapılır!

Başka ne desin?

Sen, ben, başka kim olursa olsun!

Veli dilekçesini işleme almak zorunda!

Anlaşıldı mı?

Oyuncakçı…

Hala mobbingden bahsediyorsun!

Dosya diyorsun ya orada mobbing yok!

Bakınız birisi iddia edebilir!

İddiadır neticede…

Ben de araştırdım!

Eyvallah…

Mobbing demişler…

Yalanda söylemiş olabilir!

Mobbingden mahkemeye vermişler…

Bu da olmuş!

Amma ve lakin…

Netice itibariyle…

Mobbingden mahkemeyi kaybetmişler!

Mahkeme kararı olmadan…

Biz gazeteciler…

Şu var, bu var diyemeyiz değil mi?

Bay oyuncakçı….

Amma ve lakin…

Sen diyorsun!

Evet…

Ama sen…

Sen var ya sen…

Kişisel kaygılarınla…

Mobbing iftirana devam ediyorsun!

Var mı elinde delilin…

Çıkar ispat et!

Sonra…

“gizli bölümde çelik kasa ortaya çıktı” 

Aynen böyle diyorsun!

Pek tırnak işareti de kullanmam…

Ama mesele…

Oyuncakçı olunca…

Koydum!

 

Araştırmıyorsun…

Direkt iftira atıyor, algı yapıyorsun!

Yahu işyerinin karşısında Arif Zenginal, var!

Rahmetli müdürün evladı!

Ahmet Hamdi Zenginal vardı ya…

Çerkezköy eski İlçe Milli Eğitim Müdürü!

Ona sorsaydın!

Yani yaklaşık 15 yıllık kasa…

Hüseyin Gümüş’ünmüş gibi…

Sanki o getirmiş!

Kasa hala orada duruyor!

Gümüş’ün olsa…

Alır götürürdü zar!

Kafan basmıyor mu?

Sonra da diyor ki…

Bu acube-i cehalet!

Hüseyin Gümüş 6 yıl görev yaptı!

Hayır bilemedin!

7 yıl!

Yahu neresini düzelteyim dedim ya!

Düzeltilecek hiçbir yeri yok!

Kasayı Hüseyin Erdoğan’ a da sorabilirsin!

Cümlelere bak, kasa akçeli işler vs…

Tam bir algı çalışması!

 “Eğitimde akçeli işler olmaz” 

“ Kişi kendinden bilir işi”  

Bu sözler bana ait!

Tırnak içine aldım!

Anladın mı?

Haysiyet cellatlığı!

Senin mesleğin olmuştur!

Daha önce çok yaptın!

Umarım son olur bu!

Hüseyin Gümüş düşmanlığı gözlerini kör etmiş!

Memleketin eğitimini…

Her gün ağzına alıp ortalığı karıştırıyorlar!

Hüseyin Gümüş’ün…

Mahkemeyi kazanma korkusu dengelerini bozmuş!

Ben o konuyla da ilgilenmiyorum!

Zerre umurumda değil!

Hüseyin Gümüş, kazanırmış…

Geri dönermiş!

Ne olduğunu, mahkemeye gidip gitmediğini…

Dahi sormadım!

Bundan sonra vali yapsanız ne olur dedim ya!

Benim için…

Bu saatten sonra…

Hüseyin Gümüş Vali olsa ne olacak ki?

Bu kadar adam…

Pespaye duruma düşmüş…

Bakanları dahi alet etmişler!

Müfettişleri alet etmişler!

Yazık!

Ben ortada hiçbir şey yok iken…

“ her müfettiş raporunu rapor sanmayın” dedim!

Aylar önce…

25 yıllık tecrübeme güvenerek dedim!

Çünkü…

Benzer olaylar yaşadım!

 “Hüseyin Gümüş’e kumpas mı kuruldu” dedim!

 ÇERKEZKÖY İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ’NE KUMPAS MI KURULDU? (trakyaflashaber.com) hepsinde haklı çıktım!

Masa başı haber yapmıyorum, araştırıyorum!

Kişisel husumetim gazeteciliğimin önünde değil!

Kimsenin haysiyeti, şerefi ile oynamıyorum!

Ancak buradan bir vicdan seslenmesi yapmak istiyorum!

Sayın Ak Parti İl Başkanı Ali Gümüş…

Milletvekillerimiz…

Mestan Özcan, 

Çiğdem Koncagül ve Gökhan Diktaş..

Hüseyin Gümüş’e

Sendikanın kumpas kurduğu, kamu zararı oluşturmadığı…

İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’nin…

Kesin ve son kararı ile ortada iken…

Bu mağduriyeti ne kadar sürdüreceksiniz? 

Sayın Milli Eğitim Bakanı…

Yusuf Tekin!

Çerkezköy’de üç beş sendikacının…

İftira attığı…

Mahkeme kararı ile tescillenen..

Hüseyin Gümüş’ün mağduriyetini ne zaman gidereceksiniz? 

Ya da şöyle söyleyeyim!

Bu sendikacılardan…

Ne zaman hesap soracaksınız!

Sizin yakınınıza yapılsaydı müsaade eder miydiniz? 

Mesele Hüseyin Gümüş’te değil!

Çerkezköy’ün eğitimine bu dinamiti…

Nasıl vicdansızca koydular!

Bunun hesabı yok mudur?

Çerkezköy’ü sendikal tasalluttan kurtarınız!

Sayın milletvekillerim!

 

 

Sonra diyor ki 

OYUNCAKÇI 

6 yıl görev yaptı 4 okul yaptı ikisini de hayırsever yaptı!

Ey Çerkezköy halkı. Ben bunun neresini düzelteyim!

https://www.youtube.com/watch?v=8ZEqiiK3orI buraya link bıraktım!

Çerkezköy’de neler yapılmış?

Görev süresinin özetini de biz haber yapmışız, ben sayamadım!

Linki buraya bırakıyorum. HÜSEYİN GÜMÜŞ’TEN 7 YILIN ÖZETİ… (trakyaflashaber.com)

4 okul yapmış!

Yahu bu kadar iftira bu kadar karalama olur mu? 

El insaf, el vicdan. 

Bakın 2019 yılı bir haber linkimiz. ÇERKEZKÖY TEKLİ EĞİTİME GEÇTİ! (trakyaflashaber.com)

Var mı Çerkezköy tarihinde… 

İftiranın bu kadarı da olmaz!

Arpa ufalanır, aş oldum sanır. 

Çer çöp havalanır kuş oldum sanır. 

Cahile meydanı boş bırakırsan…

Ayaklar kendini baş oldum sanır. 

Görmeyene…

Nasıl göstereceksin ki?

 

Sonra durmuyor, utanmıyor!

Fitre, sadaka diyor. 

Bunları yazdım…

Dedim ya eğitim camiasında çok dostum oldu!

Tamamen iftira konudan haberi olan bir müdür yok!

 Ama şunu da dediler!

Hüseyin Gümüş’ün kapısına giden ihtiyaç sahibi boş dönmez!

Sonra ben araştırdım sosyal medya hesapları basın vs…

Görevi dışında neler yapmış diye?

Görevinin son günlerinde…

3 özel öğrenciye walker alınmış!

Elbistan’a içinde 30 binden fazla kitap dolu olan 6 adet yaşam konteynırı alınmış!

3 tır ile gönderilmiş, bütün bunlar!

Okullardaki kampanya ile yapılmış!

Bu kampanyaya sendika başkanları…

Yavuz Kara ve Kemal Bulut  katılmamış!

İddia bu ya…

Katılmamış, okulunda da duyurmamışlar!

Hüseyin Gümüş’ü sevmiyorlar ya…

Sonra da…

Okullarını kampanyaya sokmayan müdürler!

Depremin yıldönümünde…

Yaraları birlikte sardık!

Diye paylaşım yapmış…

Sosyal medya hesaplarından!

Baktım bunlara da…

Bravo, tebrikler…

Yapmadıkları işe sahiplendikleri için!

Vay uyanıklar, vay!

Bunun adını ben Türkçe sözlükte bulamadım!

Uyanık dedim işte!

Sonra ameliyat olmuş heyet raporu olan adamın mali haklarını sorguluyor? 

Devlet memurunun mali haklarını sen mi belirliyorsun?

Amirleri misin?

Kaldı ki…

Sendikacılar da…

Benzer durumlar yaşamış!

Hem de nasıl?

Onları istersen araştır..

Bay oyuncakçı!

İddia bu ya…

Yavuz Kara çalışmamak için parça parça rapor alarak okula gitmemiş!

Neredesin?

Tam senlik araştırma konusu!

Bak, ilgilen, haber yap!

Bizi de aydınlat!

Hep Hüseyin Gümüş…

Hep Hüseyin Gümüş…

Değişiklik iyidir…

Mesleki körlüğe de iyi gelir!

Aynı kişinin…

İŞKUR çalışanlarına…

Evde yatarak maaş ödediği…

Yerlerine kaçak işçi çalıştırdığı…

İddiaları var!

Bunları da bir zahmet…

Senden kapsamlı olarak…

Haber yapmanı bekliyoruz!

Tarafsızsın ya…

Bu konuyla ilgili hatta bir soruşturma varmış!

Soruşturma başlayalı 1 yıl olmuş!

Sayın Valim’e de sesleneyim!

Tekirdağ Valimiz…

Recep Soytürk!

Sayın Valim…

Yazıktır!

Bu işlerle biraz ilgilenseniz!

İlinizde bir ilçe müdürüne…

Okul müdürlerine…

Sendika ve sendikalı bazı okul müdürleri kumpas kuruyor…

Ve yanlarına kar kalıyor!

Soruşturmaları sonuçlanmıyor. 

Kamu vicdanı yara alıyor.

Oyuncakçı sen Kime ahlak dersi veriyorsun!

Şube müdürü eskisi Çayhan Yıldırım’ın heyet raporu usulsüz çıktığında yazdın mı? 

Sonra bir haber yaptım ilçe 2 yıldır karıştı diyorsun!

Karıştırıcılığını…

İtiraf ediyorsun!

Biri 40’tan büyük görüyorsun!

Anladın değil mi?

Anmadıysan…

Bir yazı da…

40 için yazarım yani…

Üşenmem!

Mesleğimizin onuru korunsun yeter ki?

Sorumlu gazetecilikten bahsediyorsun!

Sen olsan olsan…

Sorunlu gazeteci olabilirsin!

Sayın…

Milli Eğitim Müdürü İrfan Danışmaz!

Hocam sen bu toplara girme!

Hastanede yatan adamı anahtarı aldı gitti yazdırma!

Para ödendi diye yazdırma!

Gizli kasa diye yazdırma!

Hepsini en iyi sen biliyorsun!

Hüseyin Gümüş göreve başladığında…

Şube müdürü idin!

Kasa orada değil miydi?

Yapma bunu!

Niye sesin çıkmıyor!

Şu oyuncakçıyı arayıp…

Yahu öyle değil, böyle…

Demiyorsun!

 Senin hiç vefan yok mu? 

Hem “beni Kapaklı’ya Gümüş müdür yaptı” diyorsun!

Hem böyle yapıyorsun!

Ben size…

Sendikacılardan uzak durmanızı…

Tavsiye ediyorum!

Yanınıza aldınız…

Fotoğraf çekildiniz!

Gerek yok bunlara…

İşinizi yapınız!

Dostane uyarayım bakınız size ne zararları olacak!

Sendikacıların odanı işgalinden dolayı!

Bir müdür bir imza için bir saat bekliyormuş!

Bak dedikoduları gelmeye başladı bile!

Bekletme milleti…

Ben siyaset üstüyüm falan da diyormuşsun!

Amandır…

AK Parti İlçe Başkanı duymasın!

Benim arkamda Mestan bey var falan…

Tam sorunlu oldu şimdi!

Mestan Bey’e açıp soracağım…

Sayın Vekilim…

Kimin arkasındasınız diye?

Bunlar şık şeyler değil!

5 ay oldu, her şeyi bitmiş…

Yatırımların önünde fotoğraf çekiliyorsun!

Rehberlik Araştırma Merkezi ziyaretinde…

 “bak ben göreve başladım, Halit Narin nasıl hemen başladı” 

Demişsin!

Yapma hocam, orada Vali Aziz Yıldırım’ın bile fotoğrafı var!

Eğitim kamuoyu her şeyi biliyor!

Çok komik oluyor. 

Sendikacılar sana hiç güvenmiyor bilesin!

Hatta senin şöyle dediğini de biliyorlarmış!

Hüseyin Gümüş’ün nihai kararı olumsuz çıksın hele bir…

O zaman sendikacıların da zamanı gelecek!

 Sabah dediğin öğlene varsın hocam!

Unutma deveden büyük fil var!

Bir de…

Seni sevdiğimi biliyorsun!

Umarım faydalanırsın…

Bu yazdıklarımdan!

Dedim ya…

Sendikacılardan…

Uzak dur, uzak!

 

Bitirirken…

Çekin o pis ellerinizi…

Çerkezköy’ün eğitiminden!

Çocuklar eğitim alsın!

Sizin bu kişisel çıkarlarınız!

Memleketin evlatlarının…

Eğitimine…

Zeval getirmesin!

Onlar bizim geleceğimiz!

Azıcık vicdanınız olsa…

Zaten yapmazsınız!

Amma ve lakin…

Bir kez daha…

Sesleneyim istedim!

Belki…

Kim bilir!

Eşref saati olur!

Kimi vicdanlara…