Abdulhamit ALBEZ


UMAY DEDİK, DEPREM DEDİK…

KARA KUTU


Bir hafta oldu…

Deprem diye yazdım!

Bugün sabah…

Uyandık ki…

Tokat’ta deprem olmuş!

Memleketin her yerinde…

Deprem olabiliyor azizim!

Adıyaman’dan tut…

Hatay’a kadar…

12 şehir yıkıldı!

Al sana bir de…

Tokat!

Memleket İstanbul depremi konuşurken!

Demek ki…

Neymiş…

Deprem gaflet götürmüyor!

Her an gelebilir!

 

İşte bir hafta önce yazdım ya…

UMAY’dan açılmıştı konu…

Çerkezköy’de…

Arama kurtarma ekibi…

UMAY…

Henüz adamların…

Doğru dürüst araç gereçleri…

Teçhizatları yok!

Bir kişi de demiyor ki…

Yahu hazır gönüllü insanlar var!

Eğitim alıyorlar…

Bu arkadaşları…

Donatalım…

Yarın lazım olur!

Yok sanki memlekette…

Deprem araç gereci alacak!

Arama kurtarma ekibine…

Malzemelerini temin edecek…

Paramız yok!

Batmışız biz!

Bu UMAY’da bakmış olacak değil!

Adamlar gitmiş…

AB programlarına müracaat etmiş!

Ki…

Hibe alacaklar da…

Araç gereç, takım taklavat alalar!

Şayet bir deprem olursa…

Yardıma koşalar…

Ben de bunu yazdım!

Dedim ya…

Bir Allah kulu yok!

Memlekette sorumluluk hisseden!

Kimseden tık çıkmadı!

Yahu iyi ki hatırlattın…

Diyen olmadı!

Ya da…

UMAY’ı arayıp da…

Hele gelin nasıl yardımcı olabiliriz?

Tık yok!

Diyen çıkmadı!

Alın size…

Tokat depremi!

 

Bugün uyandık…

Tokat’ta 5,6 deprem…

Geçmiş olsun diyeyim buradan…

Allah tekrarından korusun!

Takip etmişsinizdir…

Detaylarına girmeyeceğim!

Demem o ki…

Depremi çabuk unutmayalım!

Geçen de yazdım!

Deprem en gaflet anımızda geliyor!

Bir de…

Hiç düşündünüz mü?

Neden bu depremler…

Daha doğrusu yıkıcı olanları…

Neden hep gece vakti oluyor!

Üstelik bir de…

Gece yarısından sonra…

Sabaha karşı!

Yani…

Gafletin en şiddetli olduğu zaman!

Şimdi bir parantez açayım!

Diyor ki…

Bela ve musibetler…

İnsanın en gaflete düştüğü an gelir!

Aslında tüyoyu da veriyor!

Kendi içinde…

Bütün bunları düşününce…

Demek ki…

Neymiş?

Gaflete düşmeyecekmişiz!

O zaman…

Her daim uyanık olacağız!

Milli sporumuz olacak bu!

Peki öyle miyiz?

Hayır tabii ki…

Değiliz!

 

Bakınız…

Neredeyse bir sene oluyor!

Geçen yıl ne zamandı bilmiyorum!

Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi…

Gazetelere…

Reklam diye vermişti!

Biz tabii…

Para karşılığı yayımlayamadık!

Çünkü…

Biliyorsunuz…

BİK diye bir musibet var!

Neyse işte…

Biz para karşılığı yayımlayamadık ama…

Para almadan yayımladık!

Hatta…

O tarihten beri…

Dedim ya yaklaşık bir yıl…

Bugüne kadar…

Gazetenin arka sayfasını…

Şayet para karşılığı satmamışsak!

Kesinlikle…

Boş kalmadı…

Ben bu reklamı koydum!

Kadir Dede…

Bunları yayımlatmıştı!

Deprem Yol Haritası diye…

Şimdi…

Buraya da koyacağım!

Güzelce bir okuyun!

Acaba diyorum…

Buradaki…

Yol haritası hala aynı mı?

Çünkü…

O kadar yıkımdan sonra…

O kadar atıp tutmamızdan sonra…

Hala…

Şunu tamamlayacağız…

Bunu yapmamız lazım!

Şunları yenileyeceğiz…

Bunu toparlıyoruz!

Gibi, gibi laflar…

Okuyun görürsünüz…

Koskoca Büyükşehir Belediyesi…

Aylar geçiyor…

Yıllar geçiyor!

Hala yapacağız, edeceğiz diyebiliyor!

 

Yahu…

Deprem bu!

Ne zaman, nereden geleceği…

Belli olmuyor işte!

Bir an önce…

Durmadan…

Tamamlanıncaya kadar…

Sürekli…

İstikrarlı bir şekilde…

Eksik ne varsa…

Başlanıp, bitirilse ya!

Hala…

Yapacağız, edeceğiz…

Kentsel dönüşüm…

Şu, bu….

Yeter bu kadar sanırım!

Yaz yaz yaz…

Depreşen yetkili görmedim daha!

Daha UMAY’a teçhizat verememişsin…

Kim bilir daha kaç UMAY var, memlekette?

Böyle eksikler içinde…

 

Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi’nin…

Yeni başkanı!

Candan Abla’ya…

Candan Yüceer’e çağrım olsun!

İlk işlerinden biri de…

Deprem mevzusu olsun!

Kadir Dede, ne yapmış bir baksın!

Bugüne kadar ne aşamada…

Hemen bence…

Bu konuya el atıp, son durum nedir?

Güzel bir brifingle…

Önce kendisi…

Sonra….

Toplumu aydınlatmasını…

Şahsen bekliyorum!

 

Deprem önemli…

Nereden…

Ve ne zaman…

Geleceği belli değil!

Bu sabah…

Tokat’tan geldi!

Yarın…. (?)

Bilmem anlatabildim mi?