Dünya genelinde hızla artan obezite, yalnızca bireylerin fiziksel görünümünü değil; yaşam kalitesini ve sağlık durumunu da ciddi şekilde tehdit ediyor. İrmet Hospital Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hüsamettin Bayraktar, obezitenin sadece fazla kilo değil, mutlaka tedavi edilmesi gereken kronik bir hastalık olduğunu vurguladı.
OBEZİTE NEDİR?
Op. Dr. Bayraktar, obezitenin vücutta sağlığı bozacak şekilde aşırı yağ birikmesiyle ortaya çıkan metabolik bir hastalık olduğunu belirterek şu bilgileri paylaştı:
"Vücut kitle indeksi (VKİ) 30'un üzerinde olan kişiler obez sınıfına girer. Ancak bu sadece bir sayı değil; kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, tip 2 diyabet, inme, eklem problemleri ve bazı kanser türleri obezitenin doğrudan sonuçlarıdır."
SAĞLIĞA ETKİLERİ
Obezitenin kalp krizi riskini artırdığını, tip 2 diyabeti tetiklediğini ve karaciğer yağlanmasına yol açabileceğini vurgulayan Bayraktar, ayrıca eklem sorunları, uyku apnesi ve kısırlık gibi ciddi sorunların da obeziteyle bağlantılı olduğunu söyledi.
CERRAHİ TEDAVİ SEÇENEĞİ
Diyet ve egzersizle sonuç alınamayan ileri derecede obez hastalar için cerrahinin etkili bir seçenek olduğunu belirten Op. Dr. Bayraktar, en sık kullanılan yöntemlerin tüp mide ve gastrik bypass olduğunu açıkladı.
"Tüp mide ameliyatında midenin %80'i çıkarılır. Gastrik bypass'ta ise mide küçültülürken bağırsakların bir kısmı devre dışı bırakılır. Her iki yöntem de hem kilo kaybını sağlar hem de metabolizmayı olumlu yönde etkiler," dedi.
AMELİYAT SONRASI SÜREÇ
Başarının yalnızca ameliyatla sınırlı olmadığını vurgulayan Bayraktar, sürecin devamlılık gerektirdiğini ifade etti:
"Ameliyat sonrası küçük porsiyonlarla dengeli beslenme, düzenli egzersiz ve vitamin-mineral desteği çok önemlidir. Ayrıca psikolojik destek de bu yolculuğun ayrılmaz bir parçasıdır."
İrmet Hospital'da ameliyat sonrası takiplerin multidisipliner bir ekiple yapıldığını belirten Bayraktar, "Obezite cerrahisi sadece kilo verdirmiyor, aynı zamanda bireylere yeni ve sağlıklı bir yaşam kazandırıyor" ifadelerini kullandı.