Çerkezköy Özel İrmet Hospital kadrosuna yeni katılan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Yasemin Eraslan Pınarcı, çocuklarda sık görülen döküntülü hastalıklar hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Döküntülerin çoğu zaman masum bir cilt problemi gibi görünse de bazı durumlarda ciddi enfeksiyon hastalıklarının ilk belirtisi olabileceğini belirten Pınarcı, erken teşhisin büyük önem taşıdığını vurguladı.
ÇOCUKLARDA DÖKÜNTÜ NEDİR, NASIL TANINIR?
Uzm. Dr. Yasemin Eraslan Pınarcı, döküntünün çocuklarda sık rastlanan bir belirti olduğunu ve birçok hastalığın dışa yansıyan işareti olabileceğini ifade etti.
“Döküntü; ciltte kızarıklık, kabarıklık, kaşıntı, su toplama ya da pullanma şeklinde görülebilir. Döküntünün şekli, yayılma biçimi ve süresi altta yatan neden hakkında önemli ipuçları verir.”
Pınarcı, viral enfeksiyonlarda döküntülerin genellikle yaygın ve simetrik, bakteriyel enfeksiyonlarda ise lokalize ve iltihaplı olduğunu; alerjik döküntülerin de çoğunlukla belirli bölgelerde yoğun kaşıntı ile ortaya çıktığını belirtti.
Ateş, halsizlik, iştahsızlık gibi sistemik belirtilerle birlikte görülen döküntülerde mutlaka doktora başvurulması gerektiğini söyleyen Pınarcı, ebeveynlere şu tavsiyede bulundu:
“Ciltteki değişimlerin fotoğraflanması ve sürecin not alınması tanıyı kolaylaştırır. Özellikle 0–6 yaş arası çocuklarda bağışıklık sistemi tam gelişmediği için döküntülü hastalıklar daha sık görülür. Uzman görüşü alınmadan ilaç kullanılmamalıdır.”
EN SIK GÖRÜLEN DÖKÜNTÜLÜ ÇOCUK HASTALIKLARI
Çocuklarda en yaygın görülen döküntülü hastalıkların kızamık, suçiçeği, kızamıkçık, beşinci hastalık, altıncı hastalık ve el-ayak-ağız hastalığı olduğunu belirten Uzm. Dr. Yasemin Eraslan Pınarcı, bu hastalıkların çoğunun bulaşıcı olduğuna dikkat çekti.
“Kızamık genellikle yüksek ateş ve göz kızarıklığı ile başlar, ardından yüz bölgesinden tüm vücuda yayılan döküntüler görülür.
Suçiçeği, içi sıvı dolu kabarcıklarla seyreder ve yoğun kaşıntıya neden olur.
Beşinci hastalıkta yanaklarda kırmızı döküntü, altıncı hastalıkta ise ateşin düşmesinin ardından pembe döküntüler ortaya çıkar.
Kızamıkçık ise hamileler için riskli bir hastalıktır.”
Pınarcı, döküntü belirtilerinin birbirine benzeyebileceğini, bu nedenle doğru teşhis için uzman değerlendirmesinin şart olduğunu vurguladı. Ayrıca, aşıların tam yapılmasının bu hastalıkların büyük bölümünü önlemede etkili olduğunu hatırlattı.
NE ZAMAN DOKTORA BAŞVURULMALI?
Her döküntünün acil durum oluşturmadığını belirten Pınarcı, ancak bazı belirtilerin hemen doktora gidilmesi gerektiğini söyledi:
“Döküntüyle birlikte yüksek ateş, kusma, bilinç bulanıklığı, solunum güçlüğü, morarma veya hızla yayılan cilt bulguları varsa zaman kaybedilmemelidir.”
Yeni ilaç kullanımı veya farklı bir gıda sonrası başlayan döküntülerin alerjik reaksiyon belirtisi olabileceğini söyleyen Pınarcı, anafilaksi gibi hayati risk taşıyan durumlara karşı ebeveynlerin dikkatli olması gerektiğini ifade etti.
Ayrıca bakteriyel enfeksiyon kaynaklı döküntülerde ciltte soyulma, irin veya şişlik görülebileceğini, bu tür durumlarda antibiyotik tedavisi gerekebileceğini belirtti.
“Erken teşhis ve doğru tedavi, komplikasyonların önlenmesi açısından çok önemlidir. Özellikle bağışıklık sistemi zayıf çocuklarda bu hastalıkların seyri daha ağır olabilir.”
TEDAVİDE DOĞRU YAKLAŞIMLAR
Döküntülü hastalıkların tedavisinin nedenine göre değiştiğini ifade eden Pınarcı, şu bilgileri paylaştı:
“Viral enfeksiyonlarda genellikle destekleyici tedavi yeterlidir. Bakteriyel enfeksiyonlarda antibiyotik, alerjik döküntülerde ise antihistaminik veya kortizon içeren kremler kullanılabilir.”
Kaşıntının azaltılması için serin duş, pamuklu kıyafet tercih edilmesi ve cildin nemli tutulması önerilirken, kaşınan bölgelerin tırnakla tahriş edilmemesi enfeksiyon riskini azaltıyor.
Pınarcı, suçiçeği gibi hastalıklarda döküntü hijyenine dikkat edilmesinin iz kalmaması açısından önemli olduğunu belirtti.
“Gereksiz antibiyotik veya bilinçsiz krem kullanımı döküntüyü artırabilir. Doğal yöntemler ancak doktor önerisiyle uygulanmalıdır. İyileşme sürecinde cilt güneşe karşı hassas olur, bu yüzden güneşten korunmak gerekir.”
EBEVEYNLERE UYARI: “GEÇER DİYE BEKLEMEYİN”
Uzm. Dr. Yasemin Eraslan Pınarcı, son olarak ailelere şu uyarıda bulundu:
“Döküntüler kendiliğinden geçse bile bu, hastalığın bittiği anlamına gelmez. ‘Geçer’ diyerek beklemek bazen ciddi sonuçlar doğurabilir. Ebeveynler çocuklarının cilt sağlığına dikkat etmeli ve herhangi bir şüphede mutlaka bir uzmana danışmalıdır.”