Abdulhamit ALBEZ


BİRKAÇ ŞEHİT!


Bugün pazar, hem biraz dinlenme hem de yerelden uzaklaşma yazısı olsun!

Ve fakat, beyin jimnastiği içerir bilginiz olsun!

Evvela bu nüktedan fıkrayla başlayayım!

Adamın biri...

Bir gün bahçesinde otururken bok böceğini görmüş!

Böcek, pisliği yuvarlıyormuş!

Bizim ki içinden şöyle geçirmiş: Ey kurban olduğum Allahım! Her şeyi çok güzel çok hoş yaratmışsın da, şu böceği niye yarattın?

Aradan bir süre geçer, bizim adam amansız bir hastalığa yakalanır!

Derdine kimseler çare bulamamış, en sonunda bilge bir adam çıkmış karşısına...

Demiş ki...

Senin hastalığına bok böceğinin yuvarladığı pislik iyi gelir.

40 gün boyunca aralıksız  pisliklerden yiyeceksin!

Demiş...

Adam durumu çakmış, hiç itirazsız denileni yapmış!

Nihayetinde, hastalığı yenmiş!

Aradan yıllar geçmiş aynı adam bir gemiye binmiş  ve denizin ortasında çok büyük fırtınaya yakalanmışlar. Herkes bağırıp, çağırıp, ağlaşırken, kimileri dua ederken, bu adam bacak bacak üstüne atıp kahvesini yudumlamış!

Gemidekiler, bir feryat bir figan...

Manyak mısın, biz can derdindeyiz sen kahve içiyorsun!

Bizim ki demiş ki...

Bir kere Allah`ın işine karıştım, 40 gün bok yedirdi. Bir daha tövbe!

Allah`ın hikmetinden sual olunmaz, ister yüzdürür ister batırır. Valla ben karışmam!

Demiş!

Gelelim, bu yazının hikmetine...

Ülke gündeminden, hatırlayın!

Bugünlerde...

Gazeteciler tutuklanıyor....

Azınlıkta olsa, bir kesim feryat figan...

Acaba gazetecilik yaptıkları için mi, yoksa bu bağrış ideolojik mi?

ODATV adlı yayın organı da erişime engellendi, `birkaç` gazeteci tutuklandı...

Tuhaf ama, canhıraş çıkışları olanlara bakıyorum, dertleri gazetecilik mi diye?

Şimdi yazacaklarımı iyi belleyin!

MİT (milli istihbarat teşkilatı) bu ülkenin namusudur!

Yani hepimizin namusu!

Libya`da iki MİT mensubu şehit oldu...

Kaç vatan evladı, bugüne kadar MİT mensubu olarak şehit oldu, haberiniz var mı?

Haberimiz var mı?

Yok!

Kaç kahraman!

İsimsiz kahramanlar...

Gizli kalması gereken bir mevzu!

Yani bu kurumda çalışıyorsanız, bu böyle bir şey...

Oysa, bir kesim diline doladı!

Doladıkça doladı...

MİT mensubu oldukları öğrenilmesine rağmen, kendini gazeteci sanan bazı tipler gidip bu insanların haberini yaptı!

Fotoğraflar dahi basıldı!

Deşifre ettiler!

Şimdi yazacaklarımdan dahi kendimi suçlu hissettiğimi bilmenizi isterim!

Devleti, kamuyu, toplumu ilgilendiren konularda azıcık hassasiyet gerek!

Gazeteci, nerede duracak, nerede devam edecek bilmeli!

Düşünün...

Bu  MİT mensubu şehitlerin...

Ne görev yaptığı nerelerde yaptığı bu haberle açık oldu mu?

Onları daha önce MİT mensubu olarak tanımadıkları halde, tanıyanlar!

Şimdi MİT mensubu olarak tanıdılar!

Öyle değil mi?

Peki...

Devlet bu şehit düşen kahramanların yerine, başka kahraman nasıl yerleştirecek!

Onların bilinmesine neden olmayacak mı?

Azıcık zeka, azıcık akıl, azıcık vatanperver olmak yeter aslında!

Cumhurbaşkanı dahi, `Birkaç şehit` diyerek geçiştirme gereği duyduğu bir konuyu, zorlamak...

Hikmetinden sual etmek, değil mi?

Bazen ve bazı konular vardır ki...

Hikmetinden sual olunmaz, der geçersiniz!

Yoksa...

Allah`a isyankar olursunuz!

Bize bakan yüzü ise...

Vatan hainliği!

Bu gazeteciler, vatan haini değilse zır cahil, ebleh!

Her ikisinin de savunulacak tarafı yok!

Oysa...

Tekirdağ milletvekilliği yapan bazı kişiler...

MİT mensuplarını neden deşifre ettiniz?

Diye sormak yerine...

Bu gazetecilere özgürlük istiyor şimdilerde!

Bilmem derdimi anlatabildim mi?