Abdulhamit ALBEZ


AHMET KABAKLI VE AHMET ÇARPAR


Evvela belirtmek istiyorum ki...

Çok okunmak, takip edilmek elbette güzel...

Gurur verici ve dahi ihtişamlı bir duygu...

Amma ve lakin!

Sorumluluk da...

İster!

Bazen bilginin doruğuna ulaşırsınız...

Bazen yaptığınız işte, uzman...

Olursunuz!

Sonra....

İşte böyle, eğlenirsiniz onunla...

Evirir ya da çevirirsiniz!

Neyse...

Bu kadar girizgah yeter!

Kültürlü beyinler, anlar!

Biz sadede gelelim...

Bugün şunu yazmak istiyorum...

Ahmet Kapaklı ve Ahmet Çarpar dedim ya...

Başlıkta...

Ahmet Kabaklı`dan başlayayım!

Türk edebiyatının duayeni...

Aslında hukukça...

Türk Edebiyatı`na ciltlerle eser kazandırmış...

Türk Edebiyatı`nı yazmış...

Bundan en az 23 yıl önce, onu tanıdığımda Türkiye gazetesinde köşe yazıyordu!

Yıllarca her köşe yazısını okudum!

O yıllarda...

Bir haber okumuştum!

Haber, ünlü; anlı şanlı yazarların köşe yazılarıyla ilgili araştırma bir haberdi....

Şöyle ki...

O haberde, yine ünlü yazarlardan....

Ahmet Kabaklı`nın köşe yazılarında ortalama 9 imla hatası olduğu yazıyordu...

Daha bir çok, bugün halen yaşayan ve ünlü yazar diye bildikleriniz de var dı...

Emin olun, en az imla hatası olanlardan dı Ahmet Kabaklı...

Düşünün...

Köşe yazarlarında, imla, edebi yanlışlar...

Ve bunlar, ilmen, kültüren, tepe nokta....

Bu izahattan sonra şunu demek istiyorum...

Köşe yazısıyla, edebiyatı karıştırmayın!

Çünkü...

Edebiyat hakkında ciltlerce eser verenler dahi...

Köşe yazısında imla ve edebiyat yanlışı yapabiliyor!

Ki...

Bunlar yanlış değil...

Köşe yazısına has, üslup!

Şuraya gelmek istiyorum...

Geçen CHP Çerkezköy İlçe Başkanı Ayfer Dönmez ile ilgili bir yazı kaleme aldım...

Ahmet Çarpar adında bir okurum, itiraz etmiş!

İtiraz etmişte...

Pek iyi niyetli görmedim!

Çünkü...

Hata dediklerini, pek yüksek mertebeden dile getirmişti!

Direkt bize kızmış!

Oysa, şunu şöyle yazmışsın, var mı bir hikmeti?

Yoksa, o işin aslı şöyle...

Diye...

İyi niyetle yaklaşan okurlarım da vardır!

Hani derler ya...

Maksat, üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil!

İşte Ahmet Bey okurum, sanki bağcıyı dövmek için eleştirisini iletmiş!

Olsun, şahsen kendisine izahat yazdım!

Bir de buradan yazayım istedim!

İşte böyle...

Bazen aynı kelimeler vurgu için değişik tarzlarda aynı manalarda yanyana kullanılır!

Dedim ya...

İlim dili, kitabi dilde...

Çok okuyanlar bilir...

Bazen de araya bir `ve` koyulur!

Kitaplarda...

 

Nedense?

Ahmet Bey`in çıkışı, kafama takıldı!

CHP`li mi diye araştırdım?

Yok!

Ayfer Dönmez hususunda mı?

Anlamadım!

Ama...

Ahmet Çarpar okuruma cevap yazdım!

İtirazları ilginç...

Hayli sözüme takılmış...

Hayli, mebzul yazmışım!

Evet...

Hayli ile mebzul aynı kelime...

Lakin...

Ahmet Çarpar, okurum azıcık kültürel gelişimden haberi olsa....

İlmen...

Kitabi dilde...

Aynı kelimeler yan yana sıkça kullanılır!

Hatta, değişik ifadeleriyle...

Neden?

Çünkü...

Kelimenin karşılığını bilmeyenlere ufuk olsun diye...

Ben şöyle yazabilirdim...

Çok çok!

Yazmadım...

Hayli mebzul yazdım...

Hani yeni okurlar varsa...

Kelime dağarcıkları gelişsin...

Bilmem anlatabildim mi?

İnsanın, okurunun bol olması güzel bişe...

Beni eleştirdiği için de Ahmet Çarpar`a tekrar teşekkür ediyorum!

Amma ve lakin!

Daha önce hiç denk gelmemiştim!

Merak sadece....

Sırf Ayfer Dönmez hakkında yazdığım yazıya, yorum yapması....

İşkillendirdi!

Yine de teşekkür ediyorum okuruma...

Sayın Çarpar...

İşte bu yüzden...

Çok çok yazmak yerine...

Kültürel gelişim için, hayli mebzul yazdım!

Bilmem sizin kültürünüze bir şey katabildim mi?

Okumak lazım vesselam...

Özellikle eski edebiyatı....

Daha çok okumak...

Çünkü, hayli anlamlı, ufuk açıcı eserler var...

Yeni nesil, dar kalıplarda maalesef!