Daha yolun başında, çuvallanır mı?
Daha...
Önüm, arkam, sağım, solum...
Olmadı, hem de!
Uyar, uyar, uyar...
Sabır, sabır, sabır...
Nereye kadar uyaracağız?
İkaz edeceğiz?
Nasihat, nereye kadar?
Arkandayız, dedik de...
Arkanı, boş bırakacağız mı sandın?
Kefil olduk da...
Bırakıp kaçacağız mı sandın?
Elbette, kefalet, bir bedel ister!
Elbette, özürse özür, bedelse bedel...
Ödeyeceğiz!
Amma ve lakin!
Bize....
Ey ulu başkan bizi affet, yazıları da yazdır ma!
Az vicdan et!
Kendine çeki düzen ver!
Hani bir söz var ya...
Rabbin kim, ses yok!
Söyle, söyle, söyle...
Dinleyen yok!
Nato kafa nato mermer!
Yahu, azıcık insan kendine gelir...
Ne yapıyorum, ne ediyorum bir bakar!
Alemi kör, sersem sanırsın!
Hiç kimse hiç bir şey görmüyor...
Herkes hayalet!
Bir o, bir hayat...
Arsayla bağlan hayata!!!
Tövbe tövbe!!!
Dedim ya...
Sabır, sabır, sabır...
Sabır da...
Bir yere kadar!
Neyse...
Bizim, bir liyakatli ilçe başkanımız var!
Denilene göre...
Yakınlarındakiler, anlatıyorlar...
Gerçi, ben de duydum!
Bir konuşmasını, göndermişlerdi...
Baktım, sonra tekrar bakamadım!
Çok iğreti düşmüş!
Yine de durmadan anlatıyormuş işte...
Hatta, her fırsatta....
O kadar liyakatli o kadar liyakatliymiş ki...
Bu liyakati tek geçeceğim, gerisini anlayın!
İlkokuldan ötesine, kefil olduyduk!!!
Neyse...
İşte...
Bu liyakatli başkanın büyük bir sınavı var!
Kapaklılı dostlarıyla, nasıl iş tutmuş...
Ya gereğini yapar...
Ya da biz çıkar yazarız!
Dedim ya...
Arsa arazi işleri, tatlı...
Çerkezköy, Kapaklı, Tekirdağ Büyükşehir üçgeninin de...
Kadir Abi`nin bu işlerden haberi var mı?
Bilmem!
Bildiğim, şenlik var millet!
Al takke ver külah...
Herkes arazi oldu!
Bir tek Sait Yazı, dik durdu!
Eğrisi, büğrüsü yok ki adamın, elbette dik duracak!
Bekleyin...
Hayli, hararetli...
Ve tabii ki liyakatli...





