Bazen hendek atlarken, geri gitmek gerekir...
Diyelim ki...
Yürüyorsunuz!
Karşınıza bir hendek çıktı!
Ne yaparsınız?
Üzerinden atlarsınız!
Öyle değil mi?
Hendek büyükse...
Durup, geri geri gidersiniz...
Hani...
Böyle gerisin geri açılıp, atlarız ya hendeğin üstünden!
Ha işte öyle...
Durunca hemen ürpermeyin!
Açılıyoruz...
Çünkü...
Karşımıza, çukur çıktı!
Üzerinden atlayacağız!
Geri gitmemiz, bundan!
Sabırlı olun!
Şimdi geleyim asıl mevzuya...
Geçen hafta...
Sürpriz yaşadık!
Fotoğraflarıyla meşhur başkan bize geldi!
Yani...
Fotojenik Başkan!
Epey konuştuk...
Haberimizi de yaptık!
Web sitemizden okumuşsunuzdur...
Biliyorsunuz, ilçe başkanı olduktan sonra pek değişti!
Kendi özel işleriyle hemhal olunca....
Biz, muhalefet ettik!
Koltuğa oturmadan önceki desteğimizi çektik!
İşte...
Bu muhalefetimize sitem etti...
Ederken de öyle laflar etti ki..
Yazmasam olmaz!
Ben getirdim ben götürürüm demişsin!
Milletin getirdiğini millet götürür!
Evet yanlış okumadınız!
Kamil Çetintaş`ı millet getirmiş, millet götürürmüş!
(Eğer orada burada da böyle konuşuyorsa, vay haline AK Parti`nin)
Ben de kendisine sordum!
Hangi millet seni getirdi?
Cevap veremedi!
Şöyle ki...
İlk olarak...
Liyakatli olduğu için ilçe başkanı olduğunu söylemişti!
Sonrasında...
Belediye başkan adayı olursa, yüzde 55 oy alacağını falan söylemişti...
Şimdi de....
Millet getirdi millet götürür dedi iyi mi?
Gerçi cevap veremedi ama bir kez daha yazayım!
Hangi millet?
Güler misin, ağlar mısın?
Bilemedim!
Birileri duymasın...
Valla gönül koyar!
Millet getirir millet götürür....
Daha fazla yazmaya hacet yok!
Anlayanlar anlar...
Kısaca...
Ve dahi...
Özetle...
Millet getirmiş birader, sen kim oluyorsun!!!
Şimdi neden millet götürsün dediğimi anladın!
Hala bekliyor musun?
