Abdulhamit ALBEZ


KAMİL BEY KENDİ AYAĞIYLA DÜŞTÜ!


İki haftadır?

Utanmadan, geziyor, dolaşıyor?

Umursamıyorum diyor?

Arkam güçlü diyor?

Düğün dernek fotoğraf veriyor!

Her gün neredeyse üç düğün dolaşacak!

Düğün dernek dolaşmayı, siyaset sanıyor!

Fotoğraf vereceğim diye, yatak odalarına dahi giriyor!

(Tarık Mengüç ile fotoğraf vermiş)

Bir fikır kırıntısı yok!

Muhalefet etmeyi, arsasına feda etti!

Şifa niyetine, tek bir memleket meselesi yok!

Sözde?

Siyaset yapıyor!

Bir Allah?ın kulu da çıkıp, demiyor ki?

Sen nasıl bir utanmazsın!

Sana yardım etmen için gelen bir biçare kız çocuğunu?

Pis emellerine alet etmek istiyorsun!

Siyasi komplo kurmaya yelteniyorsun!

Bu gariban kız çocuğuna da telkinlerde bulunuyorsun!

Git, şunlar şunlar hakkında savcılığa ifade ver diyorsun!

Senin amacın ne?

Bunları bu arkadaşa, çevresindeki bir Allah kulu söylemiyor!

Bir kişi sormuyor yahu!

Bu nasıl vicdan körelmesidir!

 

Ben yazıyorum?

Sadece?

Doğruysa, çok rezil, ahlaksız olay diyorlar!

Vallahi çok yazık!

İki haftadır, bu adamla boy boy fotoğraf veriyorsunuz!

Hadi o arsız!

Siz de mi arsız?

 

 

İntihar eden çocuk, ölseydi ne olacaktı?

Hiç mi vicdanın sızlamayacaktı Bay Kamil Çetintaş!

Sen böyle işlere nasıl bulaştın?

Arkanda ben vardım!

Şimdi ben de yokum!

Nasıl arkan güçlü anladım ki?

Senin arkandaki güç bendim ben!!!

Şimdi boşluktasın, fetret dönemi?

Nedamet edecek yerde?

 

Sevgili dostlar?

Bütün bunlardan sonra?

Hala?

Bir filim, hala bir tezgah!

Yazıyorum yazıyorum?

Beni mahkemeye versin diye bekliyorum!

Şikayet etsin!

Tık yok!

Fazlasını da yazamıyorum!

Bizim kültürümüze aykırı!

Hakaret etmeden, en ağır yazıyı yazıyorum!

Daha ne yapabilirim?

Belki gaza gelir de inkar eder, gider mahkemeye?

Olmuyor?

Sesi çıkmıyor!

 

Ben yazıyorum?

Doğrudan, daha bir savcı da soruşturma başlatmadı!

Bu yazılar, alenen Kamil Bey hakkında suç duyurusu!

Bir savcının, intihar eden kızı çağırıp!

Ona sorması lazımdı!

Bu adam, sana bunları bunları dedi mi?

Yok, soran savcı yok!

Ne yapabilirim ki?

Benim de gidip, bizzat suç duyurusunda bulunacak halim yok!

Çünkü?

Olayın tarafı değilim!

Ayıp kaçar!

 

Amma ve lakin?

Bu adamın işlediği suçtan cezalandırılması için başka çare de yok!

Tek çare, onun beni mahkemeye vermesi!

Ben beklerken?

Kendi düştü!

Dedim ya?

Ar damarı çatlayınca?

Nasıl ki?

Fili, zücaciye dükkanına sokarsanız!

Her şey tuz buz olur!

Eee şimdi?

Bu arkadaş, hala o görevde?

Her şey tuz buz olacak!

Kaçarı yok!

Yarın, öbürgün?

Bu arkadaşı görevde tutanlar da?

Bu deveranın altında kalırsa?

Demedi demeyin!

 

Bakın, Kamil Bey kendi ayağıyla nasıl düştü!

İşte bunu?

Yarın anlatacağım!

Bugünlük bu kadar!