Bugün…
Sabahın ilk ışıklarıyla uyandım!
Uyandırıldım!
Sabah 7.30 civarı…
Kaymakamlık yanıyor…
Kaymakamlıkta yangın çıkmış!
Dediler!
Bir değil tam dört kişi aradı…
Neyse kalktım!
Yangın çıkmış, son katta!
Haberlerden okumuşsunuzdur…
Elektrik kontağından çıktığı düşünülüyor
Arşiv odası…
O odayı az buçuk biliyorum!
Orda elektrik kontağı falan yoktu!
Ya da en azından ben öyle hatırlıyorum!
Pek öyle…
Arşiv’lik bir yer de değildi!
Ardiye gibiydi aslında…
Orası…
Genelde…
Sigara odası olarak kullanılıyordu!
Ve fakat…
Sigaradan da öyle büyük bir yangın…
Çıkarmaz ki birader!
Alevler camdan dışarı fışkırıyordu sanki!
Çok zorlamak lazım!
Neyse…
İşin aslı şu…
Bugün…
Haberleri vatandaşlar okumuş…
Öğlen olmadan haberler geçildi çünkü…
Ben de…
Gün boyu…
Çerkezköy’de nereye gitsem…
Şöyle bir algıyla karşılaştım!
Yangın çıkartılmış, arşiv yakılmış!
Ortada…
Bir arşiv var ya…
Vatandaş, artık refleks halinde…
Bir güvensizlik yaşıyor!
Bugün…
Kimi görsem…
Yakmışlardır, yakmışlardır…
Pozundaydı!
Yakmışlardır, dedi…
Yahu dedim…
Arşivi niye yaksınlar?
Demezler mi?
İcra dosyaları için yakılmıştır!
Ne icra dosyası?
Vatandaşın çoğu…
Adliyeyi…
Hala Kaymakamlık binasında biliyor!
Yahu adliye orada değil deyince…
Poz değiştiler…
Kaymakamlık arşivinde…
Yakmak için değer ne olabilir ki?
Yakmışlardır diyenlere…
Bu soruyu sordum…
Sanmam dedim, bilinçli olmaz…
Olsa olsa, ihmal!
Durdular!
Kısmet ikna ettim nihayetinde!
Amma ve lakin!
Kafalarının içindeki güvensizlik sürüyürdu!
Diyeceğim şu ki…
Toplum, vatandaş…
Kamuya karşı…
Güvensizliği refleks haline getirmiş!
Bir şey duydu mu?
Hemen…
Altında bir şeyler arıyor!
Bir şey olmasa da arıyor!
Olsa da arıyor!
Kaymakamlık arşivinde…
Yakmaya değer ne ola ki yaksınlar yahu!
Nihayetinde…
Yangının asıl nedeni…
Bugün yarın çıkar, ortaya!





