Abdulhamit ALBEZ


BEYNİN GIDASI…

KARA KUTU


Havalar çok sıcak…

Üstüne de…

Zamlar gelince…

Çok daha ısınmış olmalısınız!

İşte bu yüzden…

Aklımdaki yazıyı erteliyorum!

Biz neredeyiz…

Sen nerede…

Demeyin diye…

Günün…

Anlam ve önemine…

Uygun…

Bir şey yazacağım!

 

Geçen gün…

Yolda yürüyorum…

Yanımda da…

Bir tane…

Trakya Flaş Haber gazetesi var!

Geçerken…

Bir esnafın kaldırıma attığı…

Masanın üzerine bıraktım!

Birileri okusun diye…

Tatlıcıydı bu esnaf…

 

Bir 8-10 dakika sonra…

Telefonum çaldı!

Tabii…

Çok kez yaptığım davranış…

Yanımda olan…

Fazla gazete varsa…

Kafe, kahvehane, pastane vs…

Gibi yerlere…

Bırakırım…

 

Yürürken açtım telefonu…

Genç bir arkadaş…

Bir şeyler söylemeye başladı!

Gazete, abone, gazeteyi alın…

Gibi laflar…

Anlamadım!

Gazeteye abone mi olmak istiyorsun?

Diye sordum!

Yok…

Reklam mı vereceksin?

Yok!

Ne diyorsun peki?

 

İnanın 3 dakika boyunca…

Ne dediğini anlamadım!

Konuşması…

Ürkek ve kesik kesik…

Kafası karışık!

Nihayetinde…

Anlaştık!

3 dakika geçti aradan tabii…

Hiç başıma gelen bir şey değildi!

O yüzden…

Benim de aklıma gelmiyor bir türlü…

 

Meğer…

Geçerken…

Bıraktığım gazete içinmiş iyi mi?

Kaldırıma masa bırakan tatlıcı…

Derdi de…

Gazeteyi bıraktım ya…

Sonra gidip para isteyeceğimi, düşünmesi!

Ben gazete istemiyorum diyor!

 

Yahu ücretsiz bıraktım o gazeteyi…

Sana sormadan…

Niye parayla gazete bırakayım?

 

Dedim ya…

İlk kez…

Bir gazete ücretinden…

Korkan biriyle karşılaştım ya…

 

Telefonda konuşuyorken…

Dedim ki…

Hemşerim…

Her gün yemek yiyorsun değil mi?

Evet dedi!

Günde kaç kez yiyorsun?

3 öğün…

Niye yiyorsun dedim?

Karnımı doyurmak için dedi…

Peki dedim…

Nasıl ki…

Karnını doyuruyorsun…

Beynin de doyması lazım!

Biliyor musun?

Beynin gıdası da…

Okumak!

 

Şaşırdı!

Tutuldu, ne diyeceğini bilmiyor!

Sonra demesin mi?

Tamam ben kitap okuyacağım!

Sen gazeteyi al!

Yahu dedim, beleş beleş…

Hala anlamadın mı?

Rahat ol, kimse para istemiyor!

Para istemiyorum kardeşim senden!

Bir gazete bıraktık, suç mu işledik!

Okursun işte…

Para almayacağım!

 

Netleştirince para almayacağımı…

Rahatladı, bizim ki…

Sesinden…

Genç birisi olduğu da belliydi…

Çok üzüldüm…

Hayatında…

Kitap okumamış, belli!

Gazete de eline almamış!

Okumanın…

Kendisine hiçbir şey katmayacağı…

İnancında…

İlk kez…

Beynin gıdası da var!

Beyninin de yemeğe ihtiyacı var!

Bu cümleleri ilk kez duydu, belki…

Beynini beslemenin yolu da…

Kitap okumak dedim!

Gazete okumak…

Okursan…

Düşünürsün…

Okursan…

Soru sormaya başlarsın!

Sorgularsın…

Meramını anlatmakta…

Zorlanmazsın!

Bütün bunları anlattım!

Anlattım da…

Pek anladığını da sanmıyorum!

 

Sadede geleyim…

Ki…

Vahim haldeyiz…

Okumuyoruz…

Okumaya 1 lira dahi vermeyen…

Bu arkadaş gibiler…

Hayatı nasıl anlayacak?

Nasıl sorgulayacak?

 

 

Öğrencilik yıllarımda…

Öğlen yemeği diye…

Alacağım simit paramı…

Öğleni aç geçirip…

O paralarla…

Kitap alırdım…

Gazete, dergi alırdım…

Simit paramı kitaba verince de…

O kadar mutlu olurdum ki?

Bir kitap daha…

Bir gazete daha…

Bir dergi daha…

Okuyacağım diye…

Nasıl mutlu olurdum!

Anlatmam zor!

 

Okumaktan, kitap, gazeteden bahsetmişken…

Yazıyı şöyle bağlamak istiyorum!

 

Çerkezköy’de İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü…

Kitap üzerine çok duruyor!

Okuma üzerine…

Kitaplar alıyor, öğrenciler okusun diye…

Bu beni sevindiriyor!

Bir ara bahsi olmuştu…

Bu seneni başlarında, yazmıştım yine…

 

Araya deprem, seçim filan girdi…

Çerkezköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile…

İlçe Müftülüğü’nün…

Birlikte….

Okuma kampanyası düzenlemesini…

İstiyorum!

Gerçek okuma kampanyası…

Süresiz…

İnşallah…

Bu hafta…

Müftülüğü ziyaret edeceğim!

Müftü Bey’in de…

Sözü vardı!

Milli Eğitim Müdürümüz…

Hüseyin Bey’in de…

Sözler yerinde duruyorsa…

En kısa sürede…

Bu kampanyayı…

Başlatmalarını isteyeceğim!

Allah’ın ilk emri…

Oku…

Oku da…

Bunun hikmeti nedir?

İşte bütün mesele o…

Onu da öğrenelim!

Okuyun…

Okuyun…

Okuyun…

Bana da küfür edin!