Atatürk…
Bakıyor ki…
Artık kefere gitti…
İşgal bitti!
Yavaş yavaş işgalci…
Emperyalistler…
Kaçıyor!
Ölenler öldü…
Denize döktüklerimiz…
Döküldü…
Geriye kalanlarda…
Kaçtı…
Zaman…
Türk Milletinin…
Kurtuluş mücadelesini…
Kazandı, kazanacak…
Dönemi…
Bu kez…
Atatürk’ü başka bir düşünce sarıyor!
Tamam!
Düşmanı kovduk!
Vatan kurtuldu…
Amma ve lakin…
Bu toprakların geleceği ne olacak?
Nasıl bir ülke…?
Diyor ki…
Gazi Paşa…
Malum…
Biliyorsunuz…
Kendisi Osmanlı subayı…
Teğmenlikten…
Yüzbaşılığa kadar…
Askeri hayatı…
Orta doğuda…
Arap yarımadasında geçiyor!
Trablusgarp Zaferi’nin mimarı…
Libya bugünün…
İşte…
Büyük Komutan…
Diyor ki…
Bir ülke kuracağız, kuracağız da…
Nasıl bir yönetim olmalı?
Padişahlık mı?
Asla!
Fakat nasıl?
Bütün orta doğuyu gezmiş Paşa…
Sonra Avrupa’da da bulunmuş!
Düşünüyor, düşünüyor…
Diyor ki…
Baktım ki…
Orta doğuda…
Hep ağalar, beyler, paşalar var!
Aşiretler, reisler….
Var!
Bütün bir millet…
Üç beş seçkine…
Hizmet ediyor!
Önünde eğiliyor!
Oysa…
Avrupa’da…
Böyle değil!
Sınıflar yok…
Herkes birbirine…
Beyefendi, hanımefendi diye…
Hitap ediyor!
Atatürk diyor ki…
Benim milletim de…
Böyle olmalı!
Birbirine…
Beyefendi…
Hanımefendi…
Diye hitap etmeli!
İşte o vakit…
Bu ülkenin…
Yönetim şekli…
Cumhuriyet olmalı!
Atatürk, sonra…
Bu düşüncesini…
Hayata geçiriyor!
İşte…
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün…
En büyük eserim dediği…
Cumhuriyet’in…
Anlamı, böyle doğmuş!
Yarın…
Büyük komutanın…
Önderimizin…
Kurucumuzun…
Vefat yıldönümü…
Bir kez daha…
Rahmetle…
Minnetle…
Anıyorum!