Bir dost ulaştırdı...
İsmini vereyim, soy ismi kalsın!
Ufuk...
Ufuk Bey, `senin ki yine döktürmüş` diye...
ÇERKEZ adlı bir facebook sayfasından yapılan açıklamaları gönderdi.
Peşinden de, `kulaklarını da çınlatmışlar`, demiş!
Bana `Geri zekalı` diye aklı sıra hakaret etmiş haspam!
Sonuç itibariyle `geri zekalı` olmak da bir payedir!
Amma ve lakin...
Senin gibi `Namussuz` olmaktan iyidir!
Azıcık, onur, namus, şeref....
Olsaydı!
Yazdığının altına imzanı atardın!
Geri zekalı olmak, kimliksiz ve kişiliksiz olmaktan evladır!
Namussuz olmaktan da...
Bak!
Biz her gün yazdığımızı, açık, aleni...
Ve imzamızı atıyoruz!
Çünkü alnımız açık, başımız da dik!
Allaha çok şükür!
Merak etme, bugün bir girizgah olsun...
Yakında...
Her sualine...
Tek tek açıklık getireceğim!
Laf cambazlığı ile halkın gözünü boyamana...
Müsaade etmem!
Çünkü, bir elçi misali...
Hani `elçiye zeval olmaz` derler ya...
Evet, işimiz gereği elçi misali...
Halk ile kamu arasında köprü görevi olan bir gazeteciyim...
Yazdığım, çizdiğim kendi adıma değil!
Kamu adına!
Bu yüzden takibi de boynumun borcudur!
Yakında...
Yalanların, dolanların, ortaya çıkacak!
Tüm Çerkezköy halkı öğrenecek!
Senin o miço zekan o zaman benimkinin zekatına muhtaç kalacak!
Azar azar...
Şeytan azapta gerek!
Son söz!
Haspam rahatsız olmuş!
Benim, "Dolandırılmış Çerkezköy Belediyesi`nin Başkanı Vahap Akay" diye yazmamdan.
Kelime oyunları ifşa olduğunda, zaten zekasının sikleti ortaya çıkacak!
Lakin, bu arkadaşa küçük bir tavsiyemdir...
Ne idiğü belirsiz sayfadan yalan sözlerle milleti aldatacağı, mahkemeye git!
Bak bakalım, resmen dolandırılmışlık tescilleniyor mu tescillenmiyor mu?
Yemiyor değil mi?
O yüzden, bu ucuz sosyal medya numaralarını bırakın bence...
Benim zekamın zekatı sen de olsaydı, saçma sapan `Sanal alem` kalemşörlüğüne soyunmazdın!
Hayatınız, sanal, sahte olmuş...
Haksız mıyım, ey okur!