Ben de boşuna ciddiye almışım!
Kimi mi?
İsmail Doğaroğlu`nu!
Tanımayan okurlarım için doktor olduğunu belirttim, CHP`den milletvekili adayı olduğunu yazdım..
Adam mazrufu bırakmış, zarfla uğraşıyor...
Gül dedik, dikenini gösterdi!
Gerçi, insanlığını da gösterdi...
Aslında huyum değil, böyle cevaplar...
Lakin!
Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla misali...
Zaman zaman yazarım...
Toplumsal bir yönü olunca, hani herkese örnek olur, belki ufuk açarız diye...
Bir yönüyle de gazete, gazeteci, kültürdür, eğitimcidir ya...
Bu yüzden....
Yoksa, her yorum yapana cevap verecek olursak yandı gülüm keten helva!
İşimizi yapamayız!
Bilirsiniz, ben de öyle entelektüel derinliği olan yazılar yok!
Düz mantık!
Yine de yazdığımı çarpıtan, zihinsel bunalım yaşayanlar var!
Baştan gidelim...
Geçen hafta başında, pazartesi günü bir yazı yazdım, müdavimler bilir, okumayanlar da web sitesinde bu yazının altında mevcut, girip okuyabilirler.
İşte o yazıda...
Çerkezköy Belediye Başkanı Vahap Akay bir paylaşımda bulunmuş...
Demiş ki...
Hayatlarını Tam Bağımsız Türkiye yolunda mücadeleye adayan, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan?ı saygıyla anıyorum.
Ben de dedim ki..
Bir Belediye Başkanı hangi `Tam Bağımsız Türkiye`den bahsediyor!
Yarım bağımsız ülkede mi Belediye Başkanlığı yapıyor?
Bir nevi kendisini inkar!!!
Yine Deniz Gezmiş`in sözlerinin tamamına yer verdim...
Yaşasın tam bağımsız Türkiye. Yaşasın Marksizm-Leninizm?in yüce ideolojisi. Yaşasın Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi. Kahrolsun emperyalizm. Yaşasın işçiler, köylüler...
Bunu ben demiyorum, Deniz Gezmiş diyor...
Yani mert olun azıcık, madem Deniz Gezmiş üzerinden lolo satacaksınız, sözlerinin tümüne sahip çıkın!
Dedim!
Vahap Akay`ın eksik yazdığını, sözün devamını da keşke yazmış olsaydı...
Dedim!
Yaşasın Marksizm- Leninizm`in yüce ideolojisi....
Diye...
Niye bir yürek yazamazda, Deniz Gezmişler üzerinden yüreklilik yaparlar?
Anlamış değilim!
Onu da eksik yaparlar!
Neyse yazıyı merak edenler, dediğim gibi okur...
Ben devam edeyim!
Yazdıklarım gayet açık...
Yarım bağımsızlık, nasıl oluyor merak ettim işin doğrusu?
Bir belediye başkanına eksik bilgi vermek yakışmıyor!
Yoksa, ne Deniz Gezmiş ne de diğerleri...
Hatta belirttim, 50 yıl önce vefat etmiş insanlarla ne işim olacak!
Fakat işi olanlar var...
Ucuz kahramanlık peşinde, sağa sola selam çakma derdinde olanlar...
Var!
Hal böyleyken...
İsmail Doğaroğlu çıktı bu haberin altına bir yorum yazdı!
Başımızın gözümüzün üstüne...
Amma ve lakin!
İçerisinde hakaret var, iftira var, terbiyesizlik var!
Halbuki, bu arkadaş beni tanır...
Bir hukukumuz var yani...
Her seçim dönemi ortaya çıkar, CHP`den milletvekili adaylığına soyunur!
Bizi de aramışlığı var, seçim üzeri haberlerini yaparız yani...
Hatta, son sıradan milletvekili adayı olmasına rağmen, seçim sürecinde partinin çalışmalarına iştirak ettiği için de, iki yıl önceki bir yazımda kendisini tebrik etmiştim. Son sıra adayları genelde ortalıkta gözükmez ama İsmail Doğaroğlu, seçilmesi imkansız olsa dahi o partisi için koşuyor, minvalinde yazmıştım!
Kendisi de açıp teşekkür etmişti!
(Kazan doğurunca iyi ölünce kötü)
Dedim ya, telefonum da kayıtlıdır kendisinde...
Hoş istese kolay da ulaşır!
Seçim dönemleri hep ulaşmayı başardı, çünkü!
Seçim dönemi dışında, gören varsa beri gelsin!
Ben görmedim!
Şifa niyetine bir telefon açıp, hal hatır sorsa...
O da yok!
İşi düştüğünde...
Neyse devam edeyim..
Dedim ya...
Beni aramak yerine...
İnsanlığını gösterdi!
Bir gazeteciyi...
Bizi arayıp yazısındaki itiraz ettiği noktaları belirtmek yerine, sosyal medyadan hakaret etmeyi seçti!
İsmail Doğaroğlu beni arasa, neye itiraz ettiğini söylese...
Emin olun, fikirlerini zaten yazarım, bunu herkes bilir...
Bu arada, herkes içinde geçerlidir...
Yok o öyle yapmıyor...
Gavur selamı verecek ya!!!
Dışarıdan hakaret edeyim demiş, hangi düşüncede bunu yapmış anlamadım!
Vahap Akay`ın CHP`li Belediye Başkanı olmasından ötürü müdür?
Yoksa!!!
Anlamadım bunu da sordum...
Kendisi demiş ki, yok!
Deniz Gezmiş`i savundum!
İyi de Deniz Gezmiş`i savunacak en son adamsın!
Bakınız Bay İsmail Doğaroğlu, seni bir şey sanmıştık...
Hani diyorsun ya...
Ne demiştik; kalemini dayılarına, abilerine dayama, öyle gel; delikanlı kim bakalım.
Bak işte buraya yazdım, yorumlar atmana gerek yoktu, kendi köşe yazımın içine aynen ifadelerini koydum!
Ne demek Allah aşkına bu?
Sayın Doğaroğlu!
Kalemimi dayılarıma, abilerime dayasaydım, sen zaten bunu yazamazdın!
Bu kalem kimseye dayanmıyor, senin sorunun da burada zaten!
Senin gibilerin sorunun da bu, bağımsız kalem olmam!
Şimdi bak Doğaroğlu, buradan sonrasını iyi oku...
Belli ki aklınca Deniz Gezmiş savunmasına girmişsin!
Ya da marks felan filan...
Yahu...
Deniz Gezmiş`in babası benim hemşerim!
Bu bir...
İkincisi ...
Kuzeni benim sınıf arkadaşım!
Ben Deniz Gezmişleri de iyi tanırım, Marks`ı da, Lenin`i de...
İktisat teorisyeniyle...
Diyalektik cambazlıkları aynı kefeye koymuşsun!
Adam Smith demişsin...
Yahu sen yazıdaki espriyi anlamamışsın, espriyi...
Tıp Fakültesi`nin ne zor olduğunu, ne zor eğitim aldığını anlatmışsın!
Dayamadım bir yahu daha çekeceğim!
Doktorluğunla alakalı ne dedik? Tıp Fakültesi nereden girdi, enfeksiyon nereden aklına geldi, virüsle, alkışlanmayla ne alakası var?
Ne tuhafsın vesselam!
Yine şöyle bir şey yazmışsın!
Ben tanıyorum; Deniz Gezmiş gerçek vatanseverdir, ülkesini Amerika`ya peşkeş çeken hainlere karşı halkı için savaşmış, faşist bir darbenin gayrı meşru mahkemelerinde hukukçu olmayan biri tarafından yargılanmış, idam edilmiştir.
Valla kendisini solcu sanıp, dudu kuşu gibi ezberlediklerini terennüm edenler hep bunu söylüyor birader...
Azıcık yürek taşıyın da Deniz Gezmişler`e sığınmayın!
Evvela...
Sen belki de dünya da yokken vardılar...
Sonra şunu nereye koyacaksın!
Hadi mahkeme idam kararı verdi...
İnfaz etme yetkisi yok!
Mahkeme idam kararı vermiş, idam infazını TBMM vermiş!
Zeka özürlümü, yoksa anlayış sıkıntısı mı var?
Hiç bak yukarıda yazdığınla, hakikat birbiriyle örtüşüyor mu?
Dönemin milletvekilleri oylamış, bu infaza oy veren CHP milletvekilleri de var!
Yani...
Her seçimde milletvekili olmak için koştuğun partinin milletvekilleri de zamanında oy vermiş!
Girdiğin konuyu ya dürüstçe sorgulayacaksın, ya da hiç girmeyeceksin!
Bilmem anlatabildim mi?
Azıcık bunları sorgula da, senin ifadenle, delikanlı kim bakalım!
Boş meydanda atıp tutmak değil!
Boş sözlerde, sadece kulağa iyi geliyor, içi boş!
Geleyim sadede...
Ey okur!
2009 ya da 2010 yılıydı...
Hacı Bektaş Veli Derneği Çerkezköy`de kuruldu...
İsmail Doğaroğlu`da onun kurucu başkanıydı...
O zaman kendilerini tanıdık!
Çok sürmedi, bir yıl olmuş mudur, olmamış mıdır?
O aralar 2011 seçimleri geldi çattı...
Bir de baktım ki, İsmail Doğaroğlu CHP`den milletvekili aday adayı...
Jeton düştü!
Siyasete girecek, haydi dernek başkanı ol...
İnanın o dernek, büyüdü serpildi...
Kocaman Dergah oldu!
Ben daha bir kez İsmail Doğaroğlu`nu o dernekte, başkanlıktan gittikten sonra görmedim!
10 yıl olmuş...
Acaba neden?
İşte...
O gün bugün her seçimde milletvekili aday adayı...
Son yapılan seçimde, 2018 seçimlerinde de son sıradan Tekirdağ Milletvekili Adayı olmuştu!
Arzu Mandalı Sucu, yerini beğenmeyip istifa edince, 6`ncı sıraya çekildi...
İsmail Doğaroğlu`nun bizdeki geçmişi böyle olunca, bir şey sandık, cevap verelim dedik!
Değilmiş!
Ben de bitti!
Bir daha siyasete soyununca, olur ya belki son sıralardan bir kez daha...
Tavsiye ediyorum!
Çerkezköy seçmenine Marksizm falan da anlatsın...
Sayın Doğaroğlu`nun dediği gibi Çerkezköy küçük bir yer...
Yoksa ben anlatacağım!