Bugün…
Edebi yönüm ağır bastı!
Benim Çiçekçi…
Tutmuş eskiden olduğu gibi…
Seçim yerine, gününe…
İtiraz etmiş!
Onun işi olmaz!
Hadi…
Ömer Karadeniz’i anladık…
Bilmiyor!
Peki…
Bu çiçekçi Yılmaz’a ne oluyor?
Hiç anlamıyorum!
Ömer Karadeniz’in diyelim umudu var!
Rahmi Yılmaz’ın hiç umudu yok!
Niye?
Çünkü…
Daha kendi grubundan bile çıkamıyor!
Yenilen pehlivan güreşe doymazmış ya…
Bu da doymuyor!
Yeniliyor, bir daha çıkıyor!
Yeniliyor, yine çıkıyor…
Her seferinde yeniliyor!
Yenil yenil yenil…
İnsan azıcık, ders alır!
Soy ismiyle müsemma…
Bir türlü yılmıyor, Çiçekçi Yılmaz!
Artık seçim yaklaşıyor!
Sıcak günler, son günler…
Önemli değerlendirmeler yapacağım!
Gruplar üzerine…
İşte bu yüzden…
Dedim bugün, bunu yazayım!
Bizim Çiçekçi Yılmaz ile…
Ortak bir yönümüz var!
İkimizi de…
İsmail içeri almıyor!
Hangi İsmail…
Güvenlik İsmail!
İsmail’in soy ismini yazmayacağım!
Çünkü…
Benim de kalbimi kırıyor…
Eh işte…
Ben de ondan öfkemi…
Böyle almış olayım bari!
Dedim ya…
Rahmi Yılmaz’da demişti…
Hatırlayın…
Canlı yayın programına çıkmıştı…
Çiçekleri sorarım diye de…
Beni istememişti o canlı yayın programına…
İşte…
O programda…
Çerkezköy TSO’nun girişinde…
Güvenlikçi İsmail var!
İsmail’in onu içeri sokmadığını söylemişti!
Sözde grubundan çıkarsa…
İsmail’i kovacakmış!
Valla ben de İsmail’den dertliyim!
Bay Rahmi Yılmaz…
Amma ve lakin…
Sana bakıyorum da…
Benim de bu İsmail’den kurtulmam...
Pek mümkün görülmüyor!
Ne sen kazanırsın…
Ne de ben İsmail’den kurtulurum!
İşte bundandır ki…
Ben İsmail’den kurtulmanın…
Başka yollarını arıyorum!
Sana da tavsiyem…
Onunla iyi geçin!
Son günlerde…
Seni içeri almaz malmaz!
Oy da kullanamazsın!
Kısacası…
Senin iş olmaz!
Seçim de…
ÇTSO’da olur!
Aynı…
Yıllar evvel okuduğum…
Romanda olduğu gibi…
Çiçekler Susayınca…
İmkansız aşk!
Bilmem anlatabildim mi?