Abdulhamit ALBEZ

Tarih: 14.09.2022 21:38

EV DANASINDAN ÖKÜZ OLMAZMIŞ!

Facebook Twitter Linked-in

3 yıl kadar…

Ama…

Parçalı olarak…

İstanbul’da çalıştım!

İşte o çalıştığım dönemlerden biri…

İstanbul’daki gazeteci bir abi…

Beni aradı…

Seni şu isimde, şu şehirden bir gazeteci arayacak!

Şu konuda…

Yardımcı ol!

Sana yönlendirdim, telefonunu verdim!

Dedi…

Olur abi deyip kapattım!

Aynı gün…

Arandım…

Bir konuda, bilgi istiyordu!

Bir kadın gazeteci….

Bende istediği bilgileri, verdim…

Yardımcı oldum!

Aynı kişi…

Bir ay kadar sonrada aradı…

Yine bir şeyler sordu…

Sonra…

Üç ay kadar sonra….

Telefonumu öğrendiği için…

Doğrudan aramış, yine bazı konularda…

Yardım istemişti!

Bende yardımcı olmuştum!

Bu kadın gazeteci…

Benim daha önce gazetecilik yaptığım şehirden biriydi…

İsmimi Hamdi diye söylüyordu…

Hiç bozmamıştım!

Çünkü sürekli muhatap olacağım biri olmadığı için…

Maksat, işinin görülmesi!

Ben de…

İsmimin yanlış söylenmesini, önemsememiştim!

Malum…

Adım Abdulhamit…

Ancak…

Hamit de diyorlar…

Benim ismimi veren abi…

Hamit diyordu bana, bu kadın gazeteciye de öyle söylemiş!

Hamit demiş…

O da…

Hamdi anlamış olacak ki…

Hep Hamdi dedi konuşmalarımızda…

Dedim ya…

Benim daha önce gazetecilik yaptığım şehirden idi…

Arayıp sorununa çözüm isteyen…

Aslında ben onu tanıyordum!

Çalıştığı gazeteyi de biliyordum!

Çalıştığım yıllardan…

İsmini ve şehri ben bildiğim için…

Anladım o kişi olduğunu…

Ama benim numaramı veren abi…

Benim o şehirde çalıştığımı falan söylememiş!

Amma ve lakin…

Gazetecilik yaptığım dönemlerde…

Hiç yüz yüze konuşmamıştık!

Beni yakından tanımıyordu!

İsmim de Abdulhamit olunca…

Benim o kişi olduğumu…

Çıkaramamıştı…

Ben de…

Hiç söylemedim!

Yani…

Anlayacağınız…

Seni tanıyorum…

Ben de…

Filanca gazetede eskiden çalışan Abdulhamit’im…

Demedim!

Sadece ona yardımcı olacak bilgileri verdim…

Sorunu çözdüm!

İşin açıkçası…

Ondaki bu devasa İstanbul gazetecisi hülyasını görünce…

Ses etmedim!

Diyeceğim şu ki…

Benden yardım isteyen…

Eskiden, gazetecilik yaptığım…

Anadolu’nun bir şehrindeki…

Gazeteci arkadaş…

Konuşmalarımızın neredeyse yarısı kadar…

İstanbul’daki gazetecilere karşı…

Kompleksini, ezikliğini anlatıp durdu!

Şöyle ki…

İstanbul ve İstanbul’daki gazetecileri övüyordu!

Dolayısıyla beni övüyordu!

Benim ona yardımcı olduğum konuyu bile…

İstanbullu gazeteci olmama bağlıyordu!

İstanbul’da olmam nedeniyle…

Bütün bunları bildiğimi sanıyor…

Öyle davranıyordu!

Bir İstanbul hülyası…

Neredeyse konuşmalarımızın yarısını kapladı!

İstanbul’u ve İstanbul’daki gazeteciliği…

Gözünde öyle büyütmüş ki…

Benim…

Onun bulunduğu şehirde yetişmem…

Onu şok etti!

Konuşmamızın sonunda…

İsmimi yanlış söylediğini…

Benim onun tanıdığı kişi olduğumu…

Söyleyince…

Bana hakaret edip, telefonu kapattı!

THE END!

 

Bilmem…

Başlıktaki…

Atasözünü…

Anlatmaya yetti mi?

 

Hadi…

Bugün yırttı!

Siz anladınız…

Kim olduğunu!

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —